Tehlikenin adı “sarı serum”; hızlı çözüm, sağlık risklerini beraberinde getiriyor

Afyonkarahisar’da umre hazırlığı yaparken rahatsızlanan 38 yaşındaki Mehmet Gündoğan‘a, boğaz enfeksiyonu şikayetiyle başvurduğu özel klinikte ‘sarı serum’ bağlandı. Fenalaşan Gündoğan, sevk edildiği hastanede hayatını kaybetti. Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunan 38 yaşındaki Songül Gündoğan“Sarı serum, bana göre ‘sarı zehir’ eşimi 20 saat içinde benden aldı. Eşimin ihramları hazırken, kefen giydirdiler. 2 çocuğum babasız kaldı” dedi.

Olayın ardından sağlık uzmanları, ‘sarı serum’ gibi tedavilerin potansiyel tehlikeleri ve doğru kullanım şartları konusunda önemli uyarılarda bulundu. Hürriyet’in haberine göre, Bu serumların yalnızca uygun tıbbi denetim altında ve gereken durumlarda kullanılması gerektiği vurgulandı.

“Steril olmayan yerlerde açıldığında enfeksiyon riski çok yüksek”

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Serkan Doğan, halk arasında popüler olan ancak ciddi sağlık riskleri taşıyan ‘sarı serum’ hakkında bilgi verdi. Doğan, “Bu serumlar doktor reçetesi olmadan uygulanmamalı. İçerisinde B ve C vitaminleri, antihistaminikler, steroidler ve analjezikler bulunuyor. Ancak damar yolu steril olmayan yerlerde açıldığında enfeksiyon riski çok yüksek,” dedi ve ekledi: “Bu tür ilaçlar hastanelerde, olası komplikasyonlara hızlı müdahale edilebilecek ortamlarda uygulanmalı.”

“Tam donanımlı hastane ortamı şart”

Medical Park Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. İsmail Erbaş, serum tedavilerinin yalnızca donanımlı sağlık merkezlerinde uygulanması gerektiğine vurgu yaptı. Erbaş, “Anafilaktik reaksiyonlar gibi ciddi alerjik tepkilerle karşılaşılabilir. İlaçlar her zaman alerji riski taşır ancak bu riskler uzman doktor kontrolünde yönetilmeli,” şeklinde konuştu.

“Rahatlatır ancak tedavi etmez”

Medical Center Evde Bakım Merkezi’nin Mesul Müdürü Dr. Tayyar Vardar, serum tedavisinin tehlikelerine değindi. Vardar, “Serumun içindeki maddeler ve veriliş süresi gibi faktörler önem taşır. Diyabet hastasına yanlış serum vermek gibi hatalar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Verilen her ilacın riskleri vardır ve önemli olan hastalığın doğru teşhis edilmesi,” dedi. Vardar ayrıca, serumların kesinlikle bir tedavi yöntemi olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. (Hürriyet)


 

 

 

Related Posts

O üründe pestisit oranı sınırın 40 katı çıktı

Tamponlarda kanserle ilişkilendirilen zehirli bir pestisit olan glifosatın tehlikeli seviyelerde bulunduğu ortaya çıktı. Yapılan araştırma, tamponlardaki pestisit seviyesinin içme suyundaki izin verilen sınırın tam 40 kat üzerinde olduğunu tespit etti.

Hastalık, sadece 3 gece az uykudan sonra ortaya çıkıyor: Araştırmacılar alarm veriyor

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, sadece üç gece boyunca az uyumak bile ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Uppsala Üniversitesi’nden araştırmacılar, uykusuzluğun kalp hastalığı riskini artıran değişiklikleri tetiklediğini ve vücuttaki inflamasyon seviyelerinin hızla arttığını ortaya koydu.

Keneden ölümler için ‘mRNA aşısı’ umudu

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi’nden Dr. İlhan Çetin yaz aylarında ölümlere yol açan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı konusunda ilk yapılan klasik aşı denemelerinin yetersiz kaldığını belirterek, “Ancak şu anda üretilmeye çalışılan aşılar, mRNA teknolojisiyle üretildiği için etkisinin çok yüksek olduğunu görüyoruz. İnşallah insan üzerindeki değerlendirmelerde böyle çıkarsa çok daha etkili olacaktır” dedi.

Mounjaro ve Wegovy: Kilo verme ilaçlarının hangisi daha etkili?

Mounjaro ve Wegovy: Kilo verme ilaçlarının hangisi daha etkili?

Anne-babanın bu alışkanlığı çocuklarda depresyon riskini artırıyor

Avustralyalı bilim insanları, küçük çocukların yanında sık sık telefon ya da tablet kullanan ebeveynlerin, farkında olmadan çocuklarının beyin gelişimine zarar verebileceğini ortaya koydu. Yeni araştırmaya göre bu alışkanlık, dikkat eksikliği, duygusal dengesizlik ve hatta depresyon riskini artırıyor.

Talasemi tehlikesi: Taşıyıcılık oranı yüzde 2,1 ‘e ulaştı

Halk arasında “akdeniz anemisi” olarak bilinen talasemi için Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdür Yardımcısı Hamit Bağcı açıklamada bulundu. “Türkiye’de talesemi taşıyıcılık oranımız yüzde 2,1 ama bölgelerde değişiyor. Bazı bölgelerde daha yoğun yüzde 0,6 ile yüzde 13 arasında bu oran değişiyor” dedi.